Kayıtlar

KUYTU BİR EV

Resim
  Bir memnuniyetsizlik dadandı can evime, yanında keyifsizliği davet etmiş yanında ben misafilerimden birhaber ve şaşkın. O da gözyaşlarını takmış peşine, gelmiş evime. Annemden gelen misafirperverlik ile, av gibi de gelseler üstüme, en güzel karşıladı onlara hazırladım, Hummamı bir türlü atamamışken. Onlar gelir gelmez zilim çalmaya başladı, her an zillerim çaldı. Meğer onlar gelirken, evime daha onlarcasını, binlercesini davet etmişler! Hiç susmadı kapım, kapım çalıyor. En son hoyrat gülüşler geldi, tezat yapmak ister gibi ellerinde şişe şişe gözyaşı suyu !. Ne diyeyim azizim?  Annemden kaldı dedim ya .. Taşıya taşıya şişeleri evime, yıllar geçti. Geldikçe getirdiler, getirdikçe döktüler, döktükçe kırdılar. kırdıklarında en son ne annemden kalan misavirperverliğim, ne de onları ağırlayacak bir ben kaldım. Kalbimi bırakıp, kaçtım ..

VARSAYIMLAR

Resim
Gitmeseydin ne mi olurdu? Senin konuşmayı ne kadar çok sevdiğini bilirdim, ben hep susardım.  Böyle gözlerinin içine bakarak susardım, gülümserdim, Bazen o kadar dalardım ki güzelliğine, ne anlattığını unutur giderdim, gülerdik kahkahalarla sonra buna. Hiç konuşmazdım ben, hep seni dinlerdim. Sonra yüzüne bakıp dalmamdan hoşalandığını bilirdim,  sabahları ilk gözlerini açtığında bile seni izliyor olurdum. Güzel yemekler yemeyi sevdiğini bilirdim senin, hiç bilmememe rağmen her gün yemekler yapardım sana. Hele benim sana ters düşmemi hiç sevmediğini bilirdim, hiç ters düşmezdim sana, hep peşinden gelirdim. Sana yazmamı, şiirler yazmamı sevdiğini, ne iyi bilirdim! her sabah yastığının altındaki mektupta, sana yazdığım şiirleri okurdun. Yüzüne karşı sitem bile etmezdim kırılırsın belki diye, şiirimin arasına serpiştirirdim, kırgınlığım öyle de geçerdi benim .. Sonuna kadar okurdun onları,  senin değil benim sonuma dek. Olur da benden önce göçüp gidecek olsaydın, kalbim dayan...

ORHAN KURAL ANISINA..

Resim
Orhan Kural anısına 23.12.2020 ' İki üç yıl kadar önceydi. Orhan Pamuk 'Yeni Hayat' kitabına bir cümle ile başlıyor: 'Bir kitap okudum ve hayatım değişti ..' Evet. Bir adam tanıdım ve hayatım değişti. Liseye yeni başlamıştım. Bir çingenin çiçekleri kadar neşeliydim. Farklıydım herkesten, doğru dürüst bilmediğim bir ideolojinin çukurundaydım. O çukur öylesine güzel öylesine karanlıktı! Dünya değişecekse bunu yapan ben olacaktım, benim kanımda bu değişimin gücün dnası vardı, tıslıyordum! Herkeslerden f arklı oluşlarımı, nefeslerimin düzensizliğini sayıklıyordum. Henüz çok gençtim, çok çocuktum. Bir şeylere adım atmıştım ama bir tahayyülsüzlük tutturmuş gidiyordum. İstediğim kıvamda değildim, hiç olamadım o günlerde.  Kitap okurdum, belki bilinçli bilinçsiz hatırlayamıyorum, bugün bu hale geleceğimin teminatıydı o karışıklık dolu günler. Kafamda da tilkiler, onlar nereye yönelse o anda oradayım. Çok yakınıyorum, etrafımdaki tek bir insanı bile sevmiyorum, hiçbiri beni ...

BU GECE BİR ŞEYLER KANITLA

Resim
'bir şeyler söyle benim yuvarlağıma' Dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayan adam Evet sen! Bak bana. Kalbimin de yuvarlak olduğunu kanıtla hemen! Evet, derhal! Canım, sorma işte. Hemen bir şeyler yap ve  Onun kalbi, sevgisi yuvarlak de. Pekâlâ, pekâlâ, Israr etme daha fazla. Nereye gitsem, Ne kadar uyusam, Nasıl kaparsam kapayım gözlerimi, Ne tarafa nefes alsam, Kimlere ağlasam, Hangi duvarlarla konuşsam, Ne yastıklarda uyusam, Hangi gölgeyi çeksem içime, Hangi omuzlara yaslansam, Hangi evleri doldursa hoyrat kahkahalarım, Hangi, ne, nasıl, ne kadar, nereye, kimlere, ne tarafa ... Ona döndürülmüş oluyorum  Bu poyraz günlerin sonunda. Sanki hiç terkedilmemiş edası ile Geri dönüyor ona  Kalbim, kırgın sesim, kırık kalemim, beylik laflarım, verilmiş verilmemiş sözlerim .. Doğruluyor tek tek, 'Yalnız O'na döndürüleceksiniz' kutsal sözcüklerini. evet Bu'ydu dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayan adam, Yap bir şeyler, Ben daha fazla dayanamıyorum, lütfen, Bir şeyler söy...

SOR BİR DAHA GELİR MİYİM

Resim
Dünya insan ırkına aldırmadan milyarlarca yıldır aynı düzenine devam ediyor her allahın günü.  Bir pamuk kadar yumuşacıkken insanın cildi, bu düzenle huzura kapılıyor. Gökyüzü yeni umutlarını besliyor küçüğümün, onun gündoğumu yeni bir başlangıç ​​oluyor onun için. İnsan gencecikken, cildi bir pamuk gibiyken böyle olur. Yirmisine gelmeyiversin bir de! Ne bir zamanlar 'ah yaşamak' diye iç çektiği manzaralar karşısında yudumladığı taze kahve eskisi gibi tatlı gelir, ne de Nazım'ın şiirlerindeki güneşli günler! Neden her şey bu kadar erken olup bitiyor? Ne kadar da cimriymişsin anasını satayım dünya!  Sekiz milyar yıldır misafiriniz, bizi, bu upuzun beraber geçmiş zamanımıza rağmen, halen yemişlerini eksik ediyorsun yeşillerimizden ..  Mavilerimizden senin oluşumunun yarısından fazla suyu eksik ediyorsun, sen mahvediyorsun! İçimi de kurutuyorsun topraklarımız gibi. Yalnızca ve en iyisinden altmış yetmiş yıl biçiyorsun 'ömür' dediğimiz şeye. Halbuki sen zamanın lafını a...

REİS BEY

Resim
Çok denedim siyaset denen illete bulaşmamayı, diğerleri gibi anlamam ben, deyip sıvışmayı. Çok denedim yoldaşlar! Kör kalmak istedim, istemeden denedim. Yapamadım! Şu kahrolası kalbim her haksızlıkta, Yeniden paramparça oldu. Yoldaşlar! Ben istemedim bu kadar kırılayım. Kafamı yastığa koyduğumda uyuyamayayım, Dert edineyim onların, binlerin derdini. Ben istemedim bunları. Nazım'ın şiarıyla örgütlenmeyi, evet istedim, hayır istemedim. Altın klozetliler devrilirken ben istemedim, Yüreğim bir serçe gibi kıpırdasın,  Bir mücadele kazanmışım edasıyla sevineyim. Ben düzenbazlar şehrinde nasıl  yaşarım ben artık. Hiç istemedim böyle olmalarını. Harbe girmek istedim yoldaşlar. Ben alayım bağımsızlığı, ki, Değerini bileyim özgürlüğün, istedim ..                                                                     ...

KATRE-İ MATEM

Resim
katre-i matem * Onca yılı bırakıpta geldim ardımda. Onca insanı terk ettim, Onlarca sayfa çevirdim, gerimde bıraktım. Üst üste dizildi okuduğum kitaplar, Yetmedi, yan yana dizildi. Daha ne kadar dizilirler,  son okuduğum hangisi olur, Üste mi konulur, yoksa yana konan ilk kitap mı olur, bilinmez. Yaşam kaç üst, kaç yan dizer yaşantıma bilinmez. İnsan bazen yaşamak istemeyince çok uyur. Hiç uyumadığı kadar hep uyur, Hep uykusu olur. Çünkü insan sıkılır aynı hiçlikten, aynı vârlıktan. Hep aynı şeylere gülmekten, Hep aynı kişileri sevmekten. Hep .. Aynı .. Ah, beni vursalar artık bir kuş yerine. İki gram etimle doysalar, Bir daha hiç acıkmasalar. (*) damlayan yas                                                                                         Sevdenur Celayir