Sevgili İsabella, Yaşam insanın kalbinde bir çimdik yara açıyorsa, sen bir yumruk yara bırakıyorsun. Beş kucak ilaç bırakıyorsun. Dayanılmayacak kadar mutluluk bahşediyorsun da, yine de sevmiyorsun beni. Oysa bilirim, sen olsan hafifleyecek bu ağrım. Emin de değilim acımı kaybetmek istediğimden. Ama eminim ki İsabel, kalbimin yarısı sevgili dostum, sensiz acım bile tatsız, gözyaşlarım tuzsuz akıyor artık. Ne sen geliyorsun, ne de tek bir sözün. Oysa bir bilsen tek bir kelimen ile bir insanın hayatını nasıl değiştireceğini, eminim ki karşımda hiç susmadan konuşurdun. Büyük bir merhametle kalbindeki her yarayı usulca öptüğüm çok sevgili İsabella, niçin mahrum ediyorsun bu zavallıyı kuşları kıskandıran güzel sesinden ve incileri utandıran o güzelim gülüşünden? Ah, beni öldürmek istiyorsun değerli dostum. Ben ise, kalbimin güneye bakan, güneş batsa bile güneş almaya devam eden, ferahça ve büyükçe odasının tapusunu altın bir tepside önüne getiriyorum. Kim bilir nasıl da bilmiyordur şi...