AŞEKA* Tasavvufta 'aşk' o derece içselleştirilmiş ki, o derece özümsenmiş ki, selamlaşma dahi aşk üzerine kurulmuş... Dervişin biri bir dervişler topluluğu bir araya gelerek selamlayarak biriktirildikten sonra topluluk gelen dervişe 'merhaba' yerine 'aşk olsun' dermiş. Derviş de, 'aşkınız cemâl olsun efendim' diye mukabele edermiş. Bu sefer topluluğu 'cemâliniz nur olsun' dediğinde derviş, 'nurunuz ayn olsun ' ** dermiş ve selamlama bitmiş... Şimdi 'aşk olsun' tüm okuyuculara.. Uzun yıllardır 'Leyla'dan Mevla'ya geçiş' der edebiyat büyüklerimiz durur. Bizlerin de dilinde, aşık, maşuk,Leyla,Mecnun,Mevla,Kays, yol, sürekli olmak, gülüşlere düşmek, (Aranış) Taşra sporcusu... Mevla'ya ulaşmak için o derece Leyla'dan geçmek gerekiyordu? Bu adaylara delil verilmiş olarak verilmiş cevaplar olmadığı için hiçbir cevap yasa (kanıtlanmış) olmayacak, tüm cevaplar bir teori olarak kalacak.. Benim teorim ise...