ZAMANIN DOĞUŞU

 





Anadolu'nun bir şehrinde bugün,

Yirmi beş milyonluk bir ağaçla karşılaştım.

Küçük bir parçasını aldım yanıma.

Artık yirmi beş milyon yaşındayım

Ve artık yirmi beş milyon yılın tüm insanları,

çiçekler, hayvanlar, yağan yağmurları, 

sonbaharda düşen yaprağı ile dostum.

Küçük kara, taşlaşmış ağacın yanıma aldığımcasını kalbime değdirdim,

Onca milyon yılın acısı kapladı kalbimi.

Dayanamadım çektim taşı.

Elime alsam,

Kalbimi yine bir acı kaplar.

Koskoca milyonların acısını taşıyorum artık.

Tüm ölümlerini, savaşlarını, infazlarını taşıyorum.

Zamanın ilk oğlu olan taşımın ağırlığı üzerimdeki,

Bir de kulağımı dolduran Nazım şiirleri ..

He yerim kapkara,

Kara yazgımın karası kara taştan bulaştı.

Dünyanın her türlü haline şahitlik eden küçüğüm ..

Bir botanikte tanıştık,

Onca çiçeğin, böceğin, kuğuların, ördeklerin arasında beni çağırdı.

Ben de bakışlarımı tüm güzelliklerden çevirip,

Ona, güzelliklerin de yaratıldığı kısmın sahibine çevirdim.

Ah, o en güzeliydi. 

Tüm zamanların tarihçesiydi.

Tüm filozofların, şairlerin, komutanların,

Güzel atlara binip giden milyarlarcasının ruhunu duymuştum,

Onun o küçücük kara bedeninde.

Boyut değiştirdim elimi ona sürdüğümde,

Kalbimi yerinden söküp, içine kendi yerleşti.

Yağan tüm yağmurların ıslaklığı üzerimde artık.

İlk çıkan da, nesli tükenen de tüm çiçeklerin kokusu üzerimde.

Ve o güzelim hemırklarım ..

Bir zamanlar hayatın küçük sahnesinde, bizim, kuklalarla oynatılıyor hissi veren,

Oynadığımız rolleri oynayan tüm o insanlar ..

Ruhları, ruhumda ..


                                                                                                                                          Sevdenur Celayir


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YILDIZLI GECE

RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM