DÖRT GÜZELLER: TOPRAK, SU, HAVA, ATEŞ








Bugün okuyunca bana birçok şey kattığına inandığım, ilk İskender Pala kitabım hakkında tuttuğum bazı notları paylaşacağım. 


Klasik dilde, anasır-ı erba dört öge demektir. 
Terra, aer, aqau, ignis: Toprak, su, hava, ateş.

* Yerkürenin galakside oluşumunu sağladı dört unsur bunlar

 > İkisi (hava ve ateş) erkek                                                                                                                

             > ikisi (toprak ve su) dişi

O yüzden diğer ihtiyaç duyuyorlar, diğerlerini sürdürüyorlar. Ateş havasız yanamıyor; toprak susuz kalınca kavruluyor. Erkek karakter olan ateş, yine erkek karakter olan hava ile güçlenip hazırlanırken dişi karaktere sahip su karşısındalık gösterip hemen sönüveriyor ..

Yani sevgili okuyucular, farklı cinslerin birbirlerine duyarlılık göstermeme ihtimali doğanın ve yaratılışın kanunu sayesinde sıfıra düşüyor :) 


İlk çağ filozofları evrenin yaratılışını ve bunun maddesi olarak bazı ögeleri ele alıyorlar. Buna da arkhê deniyor. Antik yunan dilinde ilk neden, ana neden demek oluyor bu da. Örneğin sistematik felsefenin bilinen ilk filozofu olan Thales, evrenin ilk nedeni olarak suyu ele alıyor. Ona göre evrenin ana maddesi su ve her şey sudan gelmiştir. Kitapta birçok filozofun arkhêsini ve eğitim hayatında yaşadığı bazı olayları da anlatıyor İskender Pala.

Örneğin Thales Anaximandros'un öğretmenidir. Thales yaşadığı boyunca, Anaximandros arkhêsini su olarak kabul etmiştir. Ancak öğretmeni ölür ölmez onun arkhêsini reddeder. Ve evrenin ilk nedeni ona göre, A perion olur. Yani sınırsız, sonsuz olan. Bu dünyada bulunmayan..  

Daha sonra Anaksimenes gelir dev filozofların arasına. Ve o da Anaximandros'un öğrencisi olur. Ve o da öğretmeni gibi kendi öğretmeninin arkhêsini kabul eder. Eh insan yaşattığını her dönemde yaşıyor  demek. Kii, Anaksimenes de öğretmeni ölene kadar A perion nedenini kabul eder ancak o ölür ölmez ana nedenini 'hava' olarak değiştirir.. :)




'Lâkin kalacak doğduğumuz toprağa bizden
Şimşek gibi bir hâtıra nal seslerimizden'
                                                                                                                                   

                                                                                                                                         Yahya Kemal

TOPRAK

''Yerkürenin üstünde bir hayatı harmanladığımızdan mı, yoksa ahirinde gecinde ona karışıp kaybolacağımız için mi nedir, biz kendimize dünyalı derken aslında biraz da topraklı demeye çalışırız.''


Tohum bile başını toprağa koyunca büyüyüp gelişmekteykeninsanoğluna ne oluyor ki ayağının altındaki toprağa karşı nasıl kibir taşıyıp kendini unutuveriyor!?

*tohum toprağa düşmeyince gelişip büyümez


SU

Ne kadar az şey biliyoruz su hakkında..









Cihan-ara cihan içindedir orayı bilmezler
O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler 

Anlamı: 
Cihanı süsleyen (yaratıcı) cihan içinde (gizli)dir, ama kullar onu aramayı bilmezler (veya kullar onun neliğini niceliğini bilmezler.) Tıpkı denizlerde yaşayıpta denizin ne olduğunu bilmeyen balıklar gibi.


Müslümanlara göre su varlığın ana kaynağı, ayetlerle desteklendiği üzere canlı oluşun organik sebebidir. Semadan gelen haberler cansız olan tabiatın hayat bulmasını suyun sağladığını bildirir. Adem suyla topraktan ilk yaratılan insan olup sonraki insanlar bir damla su olan meni vasıtasıyla hayat bulurlar. 

Daha önce hiç bu pencereden bakmadığım bir bakış açısı vermiş kitapta İskender Pala. Firavun olayında bu güne kadar dikkatimi çekmeyen bir paragraf okudum. Musa'nın annesi Asiye, Musa'yı Nil Nehrine bırakıyor, Firavun'un karısı Sora onu nehirde bulur. Ona Moşe (Musa) 'sudan gelen, suyla gelen' ismini verirler. 
Simdi, şu cümleye iyi bakın.
'' Musa, Firavun'u suya götürmek üzere suyla gelmişti ... ''
Bu olayın altında yatan mesajı hiç düşünmeyenlerdenseniz, evet, bendensiniz!






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YILDIZLI GECE

RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM